Duvar
Işıklar gözümü alıdığında anlıyorum sabah olduğunu. Toprak yaş ve soğuk hissetiriyor. Bazen ellerim uyuşmuş oluyor, parmaklarımı oynatma kabiliyetimi kaybettiğimde panik içine düşüyorum. Lakin birkaç küçük hareket ile sızan soğuk incelik sinirlerimden sızınca biraz olsun rahatlıyorum. Parmaklarım karıncalanmaya başlıyor. Ben uzun süre önce konuşmayı unutmuş olması gereken biriyim. Bir insan dili konuşabiliyor olabilmem bile beni şaşırtıyor. Bunları kazıyor olabilmem hayret verici. Uzun bir süredir belki de olduğum yerde bulunma sebebim belki budur diye düşünmüyor değilim. Lafı dolandırıyorum kusura bakmayın. Normalden daha kısa tutacağım zannederim. Nasıl gözümü alan ışık sabahın habercisi ise bu duvarların ardında kaybolan güneş tam aksi. Uyumam pek mühim değil sanırım ancak, bu cümleleri kazımaz isem bir başıma kendi huzurumda ne yaparım bilmem. Bu sebep ile sabahları önemli benim için. Her gün değişen irili ufaklı taşları bulmak gerek. Bunları iyice kırıp şekle vardırmak gerek...
Yorumlar
Yorum Gönder